1927 yılında 4.5 milyonduk 2007de 25 milyonuz

HABERLER

1927 yılında 4.5 milyonduk 2007de 25 milyonuz

1927 da ilk nüfus sayımında, Türkiye nüfusunun 13 milyon 648 bin 270 kişi olduğu, bunun ise üçte birini Alevi-Bektaşi.Şii.Tahtacıların oluşturduğu bilinmektedir. 2007 yılında Türkiye Nüfusu tahminen 75 Milyon iken, Alevi nüfusunun, halen 1927 yılındaki nüfus oranı ile kalmasını, ancak bilimsel olmayan, yanıltma, yönlendirme ve siyasi amaçlı olarak telafuz edilebilir.

ALEVİ NÜFUSU ANKETLE OLMAZ

Tarhan Erdemin başında bulunduğu KONDA Araştırma şirketi, Milliyet gazetesi için yaptığı araştırmanın sonuçları hakkında görüşümüzü kamuoyu ile paylaşmayı zorunlu gördük.

KONDA 48 bin kişi ile yapılan görüşmeler sonucunda, Nüfusu 73 milyon olan Türkiyede Alevi nüfusunun 4.5 milyon olduğu sonucuna varılmış. Sonuçta bu bir anket araştırması ve bireyin ait olduğu inançsal ve etnik kimlik sayıları konusunda kesin sonuçlara ulaşması mümkün değildir. Hata oranı yüksektir. Hele böyle bir araştırma, farklı kimliklerin karşı karşıya kaldığı, ayrımcılık uygulamaları, devletin ötekileştirme politikaları sonucu oluşan sosyal baskı mekanizmaları göz önüne alındığında, bu tür anketlerde etnik, inançsal nüfus oranını ortaya çıkarmak hiç mümkün değildir.

1927 YILINDA 4.5 MİLYONDUK 2007DE 25 MİLYONUZ

1927da ilk nüfus sayımında, Türkiye nüfusunun 13 milyon 648 bin 270
kişi olduğu, bunun ise üçte birini Alevi-Bektaşi.Şii.Tahtacıların oluşturduğu bilinmektedir. 2007 yılında Türkiye Nüfusu tahminen 75 Milyon iken, Alevi nüfusunun, halen 1927 yılındaki nüfus oranı ile kalmasını, ancak bilimsel olmayan, yanıltma, yönlendirme ve siyasi amaçlı olarak telafuz edilebilir

Avrupa Birliği İlerleme Raporunda ülkemizdeki Alevi vatandaşımızın sayının 12 ile 20 milyon arasında gösterilmektedir. ABD raporlarında 14-20 telafuz edilmektedir. Anketlerde ise 4.5 milyon bulunması manidardır ve bilimsel değildir. Bu araştırma örneklemin büyüklüğü, yapısı ve coğrafi dağılımı ile sorunludur. Alevi yerleşim birimlerini büyük oranda kapsamamaktadır.

BU ARAŞTIRMA BİR KAÇ GERÇEĞİ DAHA ORTAYA ÇIKARMIŞTIR
Birincisi, baskı altına alınmış, inkar edilen kimlikler hakkında somut verileri anket ile elde etmek mümkün değildir. Önce farklı kimliklere mensup insanların, baskının olmadığı, eşit, demokratik bir ortamda yaşamasının koşulları sağlanmalıdır.
İkincisi, Türkiyede bir devlet politikası olarak, Aleviler üzerinde inkarcı, yok sayma tutumu, ideolojik olarak ürettiği sosyal baskı mekanizmaları sonucu, kimi bölgelerde Alevilerin önemli bir kesimi kendi kimliklerini açıkça ifade etmesini engellemektedir.
Üçüncüsü, ABF olarak yıllardır ifade ettiğimiz, bu ülkenin resmen tanınan tek dini kimliği Sünni-Hanefiliktir tezi bir kez daha kendini kanıtlamıştır. Devlet siyasi, kurumsal ve mali olarak sadece bu inancı desteklenmektedir.
Osmanlıdan günümüze, ayrımcılık uygulamaları, baskılar, katliamlar, inkar ve dışlanma ile karşı karşıya olan Alevilerin halen kimliklerini özgürce dile getirmekte korkmakta ve çekinmekte olduğunu göstermiştir. Bu ise devletin yasakçı, baskıcı ve inkarcı kimliğinin sürdürdüğü kanıtlamıştır.
Devletin ve tüm kurumlarında egemen olan Türk İslam Sentezi eksenindeki yaklaşımın giderek sürdüğünü, bu ülkede yurttaşlık temelinde bir ilişkinin hukuksal zemini yaratılmadığını, devletin resmi inançsal kodunu oluşturan Sünnilik üzerinde bir bağı zorunlu kıldığı açığa çıkmıştır.

ÇÖZÜM
25 Milyon Alevinin, kimliklerini korumalarını, geliştirmelerini ve özgürce ifade etmelerini engelleyen, siyasi, ideolojik, hukuksal, kültürel ve her türden sosyal baskı mekanizları ortadan kaldırılmalıdır. Alevi toplumunun kurumları taraf ilişkisinde muhatap alınıp, Alevilerin talepleri ve çözüm önerileri üzerinde diyalog sürecine başlanılmalıdır.
Siyasi iradeler, nüfusun üçte birini oluşturan Alevilerin taleplerini dikkate almadan, farklılıkların barış içerisinde yaşamalarını sağlamadan, beklentilerini göz önünde bulundurmadan, hiç bir politik açılım Alevilerin, dolaysıyla ülkenin demokrasi ve laiklik sorunu çözmeyecektir. 22.03.2007

Saygılarımızla

ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU

Selehattin Özel, Genel Başkan