ABD-PKK anlaşması

HABERLER

ABD-PKK anlaşması

Öcalanın, Ankara Siyasal Bilimler Fakültesi öğrencisi iken kendi başına bir Kürt kalkışma ve devletleşme hareketini ortaya koymayı planladığını düşünmek elbette ki imkansızdır.
Öyle ki, bu hareket, zaman içinde, değişik toplantı ve kongreler yapacak, İrandan Lübnana, Iraktan Suriyeye gerilla kampları oluşturacak, Türkiyenin baş düşmanı ve batı tarafından desteklenen ASALA ile ittifak kuracak,sayıları on bini aşan bir terörist grubunu silahlayıp eğitecek güce ulaşacak, Türkiye Cumhuriyeti hedeflerine karşı topyekun askeri,sosyal ve kültürel bir saldırıyı organize edecek, ayaklanma bölgeleri oluşturacak, Avrupa ülkelerinde Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu dahil olmak üzere diplomatik atağa kalkacak, gazete kuracak, televizyon yayını yapacak, Kürdistan kelimesini uluslararası yazışmalara sokacak, bütün bu faaliyetler için 25 yılda miyar dolarlık bir bütçeyi elde edebilecek: Abdullah Öcalan bütün bu işleri tek başına yapacak
Böyle bir ihtimal elbette mümkün değildir.SBF de öğrenci iken iki kelimeyi bir araya getirip konuşmaktan aciz bir kişinin böylesine büyük bir organizasyonu tek başına düşünüp tatbike koyması akla mantığa aykırıdır.
Bu aykırılıktan yola çıkarak, Öcalanın öğrencilik yılları sırasındaki bağlantıları ve gizemini araştırmaya kalkanlar büyük duvarlara çarpmışlar, gizemi aralamakta başarılı olamamışlardır. Bu nedenle APOnun Eruh ve Şemdinli saldırılarından sonra aşağıda da belirteceğimiz gibi Avrupaya ve ABDye giderek yaptığı görüşmeler bu gizemin aralanmasında önemli şifrelerdir.
Ne demek istediğimi daha da açalım:
Fransız Le Monde Gazetesi, 3 Ekim 2005 tarihli nüshasında şu habere yer verir ABD gizli servisi CIA, PKKnın lider kadrosundan Nizamettin Taş ile üç kez görüştü.
Diğer bir haber
21 Ocak 2002 tarihinde PKK Başkanlık Konseyinden ABD Dışişleri Bakanlığına bir yazı gönderildi. Bu yazı ABD ile PKK arsındaki görüşmenin ayrıntılarını ortaya koyuyordu. PKK ile ABD arasındaki buluşma bir Ortadoğu ülkesinde gerçekleştiriliyor. Amerika tarafında Pentagon, CIA görevlileri ve o ülkenin ABD elçisi, PKK tarafında ise Başkanlık Konseyi üyesi Mustafa Karasu bulunuyor.
İki sayfalık belge okunduğunda ortaya şu gerçek çıkıyor:
ABD bölgedeki yeni yapı için PKKyı kolluyor. PKK da kendi geleceği için PKKyı arkasına almaya çalışıyor.
Mektup şu memnuniyet satırları ile başlıyor Başkanlık Konseyimiz yetkili arkadaşımızla yapılan ilk görüşme sonrasında bilgi sahibi olmuştur. Görüşmenin memnun edici geçtiğini görüyoruz. Birçok konuda görüşlerimizin örtüşmesi, ilişkilerimizin gelişmesinde önemli bir zemin teşkil etmektedir. Bölgede demokratikleşmenin sağlanması için ABD ve AB ile her türlü işbirliğine hazırız.-8221: ( Can Dündar, 18.01.2003, Milliyet)
Gazeteci Namık Durukanın ele geçirdiği belgeden yola çıkılarak kaleme alınan yazının devamında PKKnın ABD ile işbirliği kurmasının şartları anlatılıyor PKK, işbirliği için ABD heyetine 9 öneri yapıyor:
1.Iraka müdahale: Bölgedeki rejimleri sarsacağı için PKK buna destek verecektir.( Bu görüşmeden sonra Irak işgal edildi .Y.n.)
2.PKK, bölgede demokrasinin geliştirilmesi her konuda işbirliği yapacaktır.
3.PKK Kürt sorununun çözümünü devletlerin yıkılmasında değil, rejimlerin yıkılmasında görür. Türkiye ve İran ve Suriyde demokratik rejimlerin kurulmasıyla Kürtlerin merkezi ve yerel yönetime katılması, Kürtçe eğitim, kültürel gelişme olanağına kavuşması ve insan haklarının tanınması sağlanacak, demokratik çözüm, ülkelerin birliği korunarak gerçekleştirilmiş olacaktır.Kürtlere federal bir statünün tanınması Kürt sorununu çözüme kavuşturacaktır.( Bu görüşmeden Kuzey Irakta federasyona geçildi.Y.n.)
4.Kürtler arasında çatışmayı önlemek için PKK isim değişikliği dahil yeni adımlar atacaktır. (Bu görüşmeden sonra PKK, adını KADEK olarak değiştirdi, y.n)
5.Kürt ulusal güçlerin aralarındaki ilişkileri düzeltip ittifak yapması için ABD-8217:nin teşvik ve çabalarına acil ihtiyaç vardır.
6.PKKnın uluslar arası çalışmalarına konulan kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
7. Öcalanın sağlık ve yaşam koşulları acilen düzeltilmeli, havanın kuru olduğu bir yere diğer PKKlıların yanına taşınmalı, basın yayın olanaklarından yararlandırılmalı, ziyaretçi kabul süresi artırılmalı, idam cezası kaldırılmalıdır.
8. Türkiyenin HADEP uyguladığı baskının aldırılması için ABD girişimde bulunmalıdır.
9. Bu görüşmelere Kuzey Irakta heyetlerle devam edilmelidir.(19.01.2003, Milliyet,Can Dündar)
Bu görüşme ile ilgili detaylar basında yayınlandıktan sonra ABDli yetkililer hiçbir yalanlamada bulunmamışlardır.
Amerikalı diplomatlar ve istihbarat elemanları A BD yönetiminden aldıkları direktiflerle PKKyı resmi bir muhatap kabul ederek görüşmeler yapıyor, anlaşmalar imzalıyor, maçlarının örtüşme konusunda ittifaka varıyor ve ortak strateji izleme kararı alıyorlardı.
Şimdi uzun lafın kısası şu:
Hala ne diye ABDnin PKK konusunda Türkiyenin yanında yer almadığını boşu boşuna tartışmaya gerek yok.
Bir terörist devletle, bir terörist örgüt oturup anlaşmışlar, bizim mandacı siyasetçilerimizle top gibi oynayıp duruyorlar.